Gezgin Yoldaş!

Gezi yazılarımda ne gördüm, ne yaptım, ne yedim, ne sıçtım gibi bilgiler yazmaz. O bilgilere Google’dan, binlerce site vasıtasıyla ulaşabilirsiniz. Ben, gideceğim yerler ile ilgili internette detaylı bilgi bulamadığım konular hakkında yazmaktayım. Kendime not tutmak için para birimi nedir, ne yenir, nerden ne alınır, nereye nasıl gidilir, insanları nasıl gibi bilgiler yer almaktadır.

10 Aralık 2014 Çarşamba

Güney Kore


 
Süre : 12/10/2013 akşamı gidiş, 20/10/2013 akşamı geliş. Toplam 8 gün.
Vize : Yok. Uçakta İngilizce form dağıtıyorlar. Pasaport bilgileri, kalacağın yerin adresi ve telefonu isteniyor. Uçaktan inince pasaport kontrolünde o formu ve pasaportu ver. Nerede kalacağın formda yazdığı halde tekrar soruyorlar.
Zorunlu Seyahat-Sağlık Sigortası : Yok.
Yurtdışı çıkış harcı : Herhangi bir bankaya yatırabilir. Havaalanında uğraşmamak için bankaya git, az sıra bekle. 15 TL.
Uçak : Asiana Airlines (Star Alliance üyesi, şarampol turizm değil) ile direk uçuş 550 Euro. Gidiş 10, dönüş 12 saat.
Saat : İstanbul ile Seoul arasında 6 saat fark var.
Telefon : Turkcell ile her yeri ara, internete gir, ne halin varsa gör. Samsung ve LG telefonlar havaalanına iner inmez otomatik güncelleme alıyor ve Kore’nin Wi-Fi ağına bağlanıyor. Apple maalesef çalışmıyor. En azından benim gördüğüm 3 arkadaşınki çalışmadı. Ne 2G ne SMS, telefonlar kendini uçak moduna aldı. Apple olan yanına Nokia 3310 alsın, biz öyle çözdük.
İklim : Ilıman. Akşamları serin olabiliyor, eşofman almakta yarar var.
Para : 1000 WON = 0.9 $ = 2 TL. Exchange için dolar götür, elinde won kalırsa dönüşte havaalanında Euro yaptır. Türkiye’den giden inşaat işçileri 1500 $ maaş alıyor. Çok pahalı bir ülke.

Dil : Korece. İngilizce yok denecek kadar az. Tarzanca ile anlaşıyorsun.
Yeme-içme : Aç kalacaksın. Yemekleri soya yağından yapıyorlar, yanına bile yaklaşamıyorsun. Pizzacı, hamburgerci, kedici, ne varsa saldır. Yerel yemeklerden bir tek ‘Kimchi’ denen pilavlı turşulu bir yemek yiyebildim.
Güvenlik : Çok güvenli bir ülke. Aşırı derece saygılılar.
Toplam harcama : Evden çıkarken yanıma 750 euro aldım. Eve geldiğimde 150 euro çıktı. Kore’de kişisel harcamalar, karı-kız, yeme-içme, konaklama dahil 600 euro yemişim. Yani toplam 550 euro (uçak) + 600 euro (kore) = 1150 euro.

Seoul :

Havaalanı servisleri var. Şehir merkezine 20 TL (Bol sıfırlı won yazdırma bana, yukarı yazdık oranı, çevir bi zahmet). 2 kişi geceliği 100 TL olan bir hostelde kaldık (Çift katlı ranza). Yani kişi başı 50 TL, kahvaltı dahil. Kahvaltıyı kesinlikle hostelde yap, çünkü tüm gün fastfood haricinde aç kalacaksın. Hongkik Üniversitesi civarında hostel bul.
Merkezde güzel pizzacı ve burger mekanları var. Et çok pahalı. Ülkede sadece 4 tane et çiftliği var, hepsi de kuzeyde. Ülke tamamen deniz ürünü ve tavuk yiyor. Fakat tavuğu yağından dolayı yiyemedim. Kızartılmış deniz ürünleri de yenebilir. Soju’yu gazoz sanıp da kafaya dikme, bildiğin votka. Meyve suyuna karıştır.
 

Bir de ‘Paris Baguette’ diye fırın zinciri var. Kurabiyeleri filan güzel. Yol üstünde bulursan doldur çantayı. Tek sorun ekmek. Memlekette ekmek yok! Marketten ekmek istiyorsun, adam ekmek veriyor, eyvallah, ama şekerli! Şekeri çok seviyorlar. Tavukları tatlı, ekmekleri tatlı, fırınları sırf tatlı. Tuzlu damağımıza hiç uymuyor, bir süre sonra bayıyor tabii.
Birçok yerde ‘tourist information’ var. Harita beleş. Git al, bul gezeceğin yerleri.
Yerin altı komple metro, her yere metro var. Havaalanından da metro var da ‘Havaş’ kolayıma geldi, ona biniverdim. Metro ucuzdu gerçi, unuttum kaç won olduğunu. Havaalanından merkez 8 TL idi. Metro haritası da al tourist information’dan.
 
 
Gece merkezde, çarşının bitiminde mükemmel bir karaoke bar var. Tüm Seoul’u yukarıdan gören ve camdan oluşan odalarda 4 kişi rahatlıkla şarkı söyleyebilir. Çarşıdan geçenler aşağıdan seni izliyorlar. Benim gibi karaoke hastası biri için bulunmaz nimet.
 
 
Parayı bankalarda bozduruyoruz, exchange ofisleri yok. Bankalar saat 09:00’da açılıyor. Otellerin lobileri de bozuyor ama komisyon alıyorlar tabii.
Unutmadan, mutlaka Seoul Lunapark’ına git. Şehir dışında, itin öldüğü yerde. Belli otellerin önünden servis kalkıyor, 10 TL. Lobiye sorup bilgi alabilirsin. Giriş 100 TL. Tüm gün binebilirsin, bizim Vialand gibi. Roller Coaster, dünyadaki en hızlı 4. İndiğimde elim ayağım titriyordu.
 
 

Gyeongju :

Seoul KTX (hızlı tren) istasyonuna git. Adamlar dünyada 3. Saatte 472 km/h’I gördüm. Dağlar otoyol levhası gibi geçiyordu. Orda bizim akbil makinaları gibi makinalar var. Ordan bilet al, 80 TL. 2 saatte Gyeongju’dasın. ‘Ne biçim memleket lan bura!?’ deme. Ölü bir şehir. Güney Kore’nin Kore Savaşı’ndan önceki başkenti. Tapınaklar ve saraylar şehri. 2 gün yeter. Merkezde hiçbir şey yok. Akşam 8’de dükkanlar kapanıyor, çarşı gece ölü. Emekli şehri. Mümkünse 50 TL civarı turistik yerlere yakın hostelde kal. 1 gündüz Bulguksa Sarayı tarafını gez, 1 gündüz de tapınaklar tarafını gez, bitti. Dolanma boşuna. Atla yine KTX’e, Busan’a git.

Not : Tourist information yok, alacaktın haritayı Seoul’de, geçti. Aç telefondan City Maps 2Go uygulamasını, oradan bak.
 
 

Busan :

Candır! Bizim Antalya’nın upgrade edilmiş versiyonunu düşün. Kore’de en sevdiğim şehir. Sahile yakın yerde hostel bul. LG, Samsung, Kia filan hep bu şehirde. Akvaryum’u gör, çok büyük. Çok büyük balık pazarı filan var, gez oraları hep. Akşamları sahildeki çarşıda takıl. Hem karnın doyar, hem de ordan hemen bar, diskolara akarsın. Underground diskoları meşhur. Sahilde de takılabilirsin. Gençler elde bira kumsala oturup şarkı filan söylüyorlar. Ayağın okyanus suyuna değsin az.





NOTLAR :


Aç kalacaksın, hazır ol. Miden Ümraniye çöplüğü gibiyse ne olsa yersin zaten.
Köpek eti bulabilmen için bayaa uğraşman gerekiyor. Ama azmet, bulursun. Öyykk deme, tadı güzel, yenebilir, dene. El kadar etin 100 TL olduğunu görünce kedi-köpek demiyorsun zaten.
İnsanları çok kibar ve saygılı. Kızlar sürekli fotoğraf çektirmek isteyecek.
Ülkede baz istasyonu görmedim. Komple fiber olması lazım. Telefon canavar gibi çekiyor zaten.
Erkekleri tüysüz. Hamam oğlanı gibi. Kızları söylemiyorum zaten, Asyalı.
Kız demişken… Erkeklerin merakı için, Busan’da saati 120 TL. Pahalı. 1.75-1.80 civarı boyları var genelde o işi yapanların. Ladyboy değil, korkma J
Mümkün oldukça yürü veya metro kullan. Gezilecek yerler birbirine yakın zaten. Taksi fazla kullanma, pahalı.
‘Burası elektroniğin merkezi, elektronik eşya alalım!’ gibi ütopik bir düşünceye girme. Asya’nın en pahalı 2. Ülkesi (1. Japonya). Fiyatlar uçuk. 2013 yılında ben Samsung S3’ümü 1250’ye almıştım, orda 1800 TL idi. Apple satmıyorlar, bulursan da Samsung’tan daha ucuz (evet, çok garip). Ne varsa yine Sirkeci’de var.
Pahalı bir ülke. En basitinden Sirkeci-Doğubank’tan bir telefon kılıfını kaça alırsın? 10-15 di mi? Hazır ol, aynı kılıf Güney Kore’de 120 TL! Adama ‘Do you know Doğubank?’ dedim çıktım. O yüzden hiç hediyelik eşya olayına girme. Karnını doyur yeter.
Seoul genel olarak Japonya’nın aynısıymış. Daha önce Japonya’ya giden arkadaşlar dedi. Newyork gibi diyenler de oldu. Uzun uzun binalar, her yer anime, alışveriş merkezi filan. Kalabalık bir şehir.
Gyeongju zaten kör itin öldüğü yer. İn cin top. Tapınakları gör, kaç.
Busan iyidir Busan. Mis mis…
 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder